İlkçağ Felsefesi
ilkçağ felsefesi, mitolojiden veya çoktanrılı dinden kopuş ve doğal olayların yine doğal nedenlerle açıklanması gerektiği inancıyla başlamıştır.
En seçkin temsilcileri arasında Sokrates, Platon ve Aristoteles gibi büyük filozofların bulunduğu ilkçağ felsefesinde, bilimle felsefe hep 1 arada olmuş, başlangıçta doğa felsefesi ön plandayken, sonlara doğru pratik felsefe ağırlık kazanmıştır.
DÖNEMİN kapsamlı ÖZELLİKLERİ İlk döneminde Yunan felsefesi hemen hemen tamamen dış doğaya, cisimlerin dünyasına yönelmiş olan 1 doğa felsefesidir. Bundan sonraları insana karşı uyanan alaka klasik dönemin geniş sistemlerine yol açmıştır. Bu sistemlerde Tanrı, insan ve doğa, 1 fikir bağlantısı içinde kavranmak istenmiştir. Sistemli bağımsız ve kişiseldir inanca ve sezgiye değil akla dayalıdır. Mitolojiye çoktanrıcılığa tepkiyi dile getirir Görünüşün,çokluğun,ilişkilerin,oluşların ardındaki değişmez olanı arar.Buna da birlik adını verirler. Aristotelesin kendi felsefesiyle okulunda gelişen ve biriken epey zengin veri kadrosu, tek tek bilimlerin bağımsızlığına bütün veri kolu üzerinde buna ilave olarak çalışmalara yol açmıştır. Bundan sonraları, bütün şeyi, her konuları içine almak isteyen 1 sistem yerine: aralarında gittikçe ayrımlaşan bilimlerin 1 karmaşası geçmiştir. Felsefe kendini bu bağlantıdan ayırmış, onun payına dünya ve yaşam görüşleriyle alakadar kapsamlı sorunlarla uğraşmak düşmüştür
Yazar: Ahmet Polatlı
Makale Kaynağı:
https://www.kolaybilgiler.com/bilim-makaleleri/ilkcag-felsefesi.html